Giriş
Çocukların cinsel istismarı suçu, toplumun en hassas ve korunması gereken değerlerinden biri olan çocukların cinsel dokunulmazlığını hedef alan ağır bir suçtur. Türk Ceza Kanunu (TCK) bu suçu, "cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar" başlıklı altıncı bölümde, özellikle 103. maddesinde detaylı bir şekilde düzenlemektedir. Bu makale, Elif Ergüne'nin Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi'nde yayımlanan "Çocukların Cinsel İstismarı Suçu" başlıklı araştırmasına dayanarak, suçun unsurlarını, korunan hukuki değeri, farklı mağdur gruplarını, nitelikli hallerini, yaptırımları ve infaz rejimini derinlemesine inceleyecektir. Makale aynı zamanda, doktrindeki tartışmaları ve yargı kararlarını da ele alarak konuya kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlamaktadır.
I. Çocukların Cinsel İstismarı Suçunun Hukuki Çerçevesi
Türk Ceza Kanunu'nda çocukların cinsel istismarı suçu, 103. madde ve devamındaki fıkralarda tanımlanmıştır. Bu düzenleme, eski 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'ndaki (ETCK) "Cebren ırza geçen, küçükleri baştan çıkaran ve iffete taarruz edenler" şeklindeki ifadelerden ayrılarak, çocuklara özgü bir "istismar" kavramını benimsemiştir. Kanun koyucunun "istismar" terimini tercih etmesi, çocukların yetişkinlere göre daha fazla korunma ihtiyacı duyması, fiilin cinsel niteliğini algılama yeteneği eksikliği veya failin mağdur üzerindeki otoritesinin (farazi cebir) etkisi gibi nedenlerle açıklanmaktadır.
TCK Madde 103/1 Tanımı: "Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır."
II. Korunan Hukuksal Değer
Çocukların cinsel istismarı suçu ile korunan temel hukuki değer, çocuğun cinsel dokunulmazlığı ile ruh ve beden bütünlüğüdür. ETCK döneminde bu suçun "genel ahlak ve aile düzeni" başlığı altında düzenlenmesi, o dönemki korunan değerin farklı olduğunu göstermektedir. Ancak yeni TCK ile birlikte, mağdur olan çocuğun bireysel yararı, cinsel özgürlüğü, sağlıklı biçimde cinsel gelişimi, cinsel sağlığı ve istismar edilmeme hak ve özgürlükleri öncelikli olarak korunmaktadır. Bu, çocuğun erken cinsel deneyimlerden uzak tutulması ve cinsel gelişiminin bozulmadan korunması amacını taşımaktadır.
III. Suçun Temel Unsurları
Çocukların cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için belirli maddi ve manevi unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir.
A. Maddi Unsurlar
B. Manevi Unsurlar
Cinsel istismar suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, fiilinin cinsel bir davranış olduğunu ve mağdurun çocuk olduğunu bilmesi gerekmektedir. Kastın yanı sıra, cinsel duyguları tatmin amacı aranıp aranmayacağı doktrinde tartışılmaktadır; ancak genel kabul, bu tür bir amacın doğrudan aranmadığı yönündedir.
C. Hukuka Aykırılık Unsuru
Suçun hukuka aykırılık unsurunda, rızanın hukuki niteliği önemli bir yer tutar. Birinci grup çocuklar (15 yaşını tamamlamamış veya algılama yeteneği gelişmemiş olanlar) için rıza geçerli değildir. Yani, bu çocukların fiile rıza göstermesi suçun oluşumunu engellemez. İkinci grup çocuklar için ise cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın verilen rıza, hukuka uygunluk sebebi teşkil edebilir ve tipikliği ortadan kaldırır.
IV. Suçun Nitelikli Unsurları (Ağırlaştırıcı Nedenler)
TCK m. 103'ün devam fıkralarında cinsel istismar suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bu hallerin varlığı, verilecek cezanın artırılmasına neden olur:
V. Kusurluluk, Teşebbüs, İştirak ve İçtima
VI. Yaptırım, Muhakeme, Dava Zamanaşımı ve İnfaz
VII. Alman Hukuku ile Karşılaştırma
Çalışmada, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin hususlar, Alman hukukundaki benzer düzenlemelere değinilerek incelenmiştir. Alman Ceza Kanunu (StGB) § 176'da, 14 yaşından küçük çocuklara karşı cinsel hareketlerin cezalandırıldığı ve bu yaş sınırının katı bir şekilde uygulandığı belirtilmiştir. Türk hukukunda 15 yaş sınırının bulunması ve mağdurun algılama yeteneği kriterinin eklenmesi, iki sistem arasındaki temel farklılıklardan biridir.
Sonuç
Çocukların cinsel istismarı suçu, Türk Ceza Kanunu'nda çocukların korunmasına yönelik hayati bir düzenlemedir. Bu suçun unsurlarının, mağdur gruplarının ve nitelikli hallerinin detaylı analizi, hem hukuki uygulamada hem de toplumsal farkındalık açısından büyük önem taşımaktadır. Kanun koyucu, çocukların cinsel dokunulmazlığını en üst düzeyde korumayı amaçlayarak, bu suça karşı caydırıcı ve ağır yaptırımlar öngörmüştür. Doktrindeki tartışmalar ve yargı kararları ışığında, bu suçun her yönüyle ele alınması, çocukların güvenliği ve sağlıklı gelişimi için atılacak adımlara ışık tutmaktadır.